Beyin cerrahisinin en dikkat çekici ve sofistike tekniklerinden biri olan bilinçle cerrahi (awake craniotomy), hastanın ameliyat sırasında uyanık tutulduğu ve cerrahla doğrudan iletişim kurduğu bir prosedürdür. Bu yöntem özellikle tümör çıkarımı, epilepsi cerrahisi ve fonksiyonel beyin bölgelerine yakın lezyonların tedavisinde tercih edilir. Temel amaç, hastanın konuşma, hareket, duyusal veya bilişsel işlevlerini gerçek zamanlı izleyerek bu hayati alanlara zarar verilmesini önlemektir. Geleneksel beyin cerrahisinden farklı olarak, bu yöntemde hasta sadece baş bölgesi uyuşturularak ameliyata alınır; bilinç açıktır ve hasta cerrahın komutlarına cevap verirken beyindeki işlevsel alanlar haritalandırılır.
Awake craniotomy’nin en yaygın kullanım alanlarından biri, Broca ve Wernicke alanları gibi konuşma merkezlerine yakın yerleşimli tümörlerin çıkarımıdır. Ameliyat sırasında hasta yüksek sesle sayılar sayabilir, nesneleri tanımlayabilir veya kelime tekrarları yapabilir. Cerrah, bu sırada kortikal ve subkortikal stimülasyon uygulayarak hangi bölgenin hangi işleve ait olduğunu haritalar ve böylece o fonksiyonla ilişkili alanlardan uzak durur. Bu teknik sayesinde sadece daha fazla tümör çıkarımı yapılmakla kalınmaz, aynı zamanda hastanın ameliyat sonrası konuşma, motor beceri veya hafıza gibi kritik fonksiyonlarının korunması sağlanır. Birçok çalışmada, awake craniotomy’nin postoperatif komplikasyon oranlarının düşük olduğu ve hasta memnuniyetinin yüksek olduğu gösterilmiştir.
Ancak her tıbbi müdahalede olduğu gibi, bilinçle cerrahinin de uygulanabileceği hasta profili dikkatle belirlenmelidir. Özellikle anksiyete bozukluğu, panik atak, şiddetli uyku apnesi, bilişsel yetersizlik, işitme kaybı gibi durumlar bu yöntemin başarıyla uygulanmasını zorlaştırabilir. Ayrıca bazı hastalarda uzun süren uyanıklık hali, operasyon stresi ve çevresel uyarıcılar psikolojik olarak yıpratıcı olabilir. Bu nedenle ameliyat öncesi detaylı bir psikolojik değerlendirme, hasta eğitimi ve anestezi planlaması yapılması şarttır. Uyandırma ve konuşmaya geçiş aşamasında multidisipliner bir ekip (nörolog, anestezist, psikolog) iş birliğiyle çalışır. Hatta bazı merkezlerde, ameliyat öncesi tiyatro veya sanal gerçeklik uygulamalarıyla hastanın bu deneyime hazırlanması sağlanır.
Sonuç olarak, awake craniotomy hem cerrah hem hasta için oldukça yüksek etkileşim gerektiren bir yöntemdir; fakat doğru hasta seçimi ve uygun hazırlıkla nörolojik hasar riskini minimuma indirerek, fonksiyonel beyin cerrahisinin en etkili yollarından biri haline gelmiştir. Günümüzde, bu tekniğin sadece nöro-onkoloji alanında değil; Parkinson hastalığında derin beyin stimülasyonu, travmatik beyin yaralanmalarında fonksiyonel onarımlar gibi çok daha geniş bir alanda kullanımı yaygınlaşmaktadır. Gelecekte yapay zekâ destekli intraoperatif konuşma analizleri ve nöral geri bildirim sistemleriyle bu cerrahi yaklaşımın daha da gelişmesi beklenmektedir.
Bir yanıt yazın