Tıp serüveni 2000 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladı. Çocukluk hayali olan hekimlik mesleğine ilk adımlarını attığı bu dönemde, altı yıl süren eğitim süreci hem teorik altyapısını oluşturdu hem de mesleki kimliğinin temellerini attı. Ege Üniversitesi’nde edindiği klinik deneyimler ve değerli hocalarının rehberliği, hekimliğin taşıdığı sorumlulukları ve etik değerleri derinlemesine kavramasını sağladı.
2007 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. Altı yıl süren bu yoğun ve disiplinli süreç, teorik bilgi birikiminin yanı sıra pratik cerrahi becerilerin de gelişmesini sağladı. Ameliyathanede geçirilen uzun saatler, karmaşık nöroşirürji vakaları, akademik araştırmalar ve değerli hocalarının rehberliği sayesinde mesleki vizyonu önemli ölçüde şekillendi.
Tıp serüveni 2000 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladı. Çocukluk hayali olan hekimlik mesleğine ilk adımlarını attığı bu dönemde, altı yıl süren eğitim süreci hem teorik altyapısını oluşturdu hem de mesleki kimliğinin temellerini attı. Ege Üniversitesi’nde edindiği klinik deneyimler ve değerli hocalarının rehberliği, hekimliğin taşıdığı sorumlulukları ve etik değerleri derinlemesine kavramasını sağladı. 2006 yılında mezun olarak “Pratisyen Hekim” unvanını aldı. Tıp eğitiminde edindiği sağlam temeller, sonraki meslek yaşamının her aşamasında ona yön verdi ve gelişimini destekledi. Bu dönem, mesleki yolculuğunun ilk ve en belirleyici evresi olarak öne çıktı.
Tıp serüveni 2000 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladı. Çocukluk hayali olan hekimlik mesleğine ilk adımlarını attığı bu dönemde, altı yıl süren eğitim süreci hem teorik altyapısını oluşturdu hem de mesleki kimliğinin temellerini attı. Ege Üniversitesi’nde edindiği klinik deneyimler ve değerli hocalarının rehberliği, hekimliğin taşıdığı sorumlulukları ve etik değerleri derinlemesine kavramasını sağladı. 2006 yılında mezun olarak “Pratisyen Hekim” unvanını aldı. Tıp eğitiminde edindiği sağlam temeller, sonraki meslek yaşamının her aşamasında ona yön verdi ve gelişimini destekledi. Bu dönem, mesleki yolculuğunun ilk ve en belirleyici evresi olarak öne çıktı.
2007 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. Altı yıl süren bu yoğun ve disiplinli süreç, teorik bilgi birikiminin yanı sıra pratik cerrahi becerilerin de gelişmesini sağladı. Ameliyathanede geçirilen uzun saatler, karmaşık nöroşirürji vakaları, akademik araştırmalar ve değerli hocalarının rehberliği sayesinde mesleki vizyonu önemli ölçüde şekillendi. 2013 yılında uzmanlık eğitimini tamamlayarak “Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı” unvanını aldı. Bu dönem, yalnızca mesleki yetkinliğin kazanıldığı bir süreç değil, aynı zamanda sürekli öğrenme ve gelişime açık bir yaklaşımın da benimsendiği önemli bir dönüm noktası oldu. Cerrahi alandaki duruşu netleşirken, mesleki derinliğini artırma kararlılığı da bu evrede pekişti.
2007 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. Altı yıl süren bu yoğun ve disiplinli süreç, teorik bilgi birikiminin yanı sıra pratik cerrahi becerilerin de gelişmesini sağladı. Ameliyathanede geçirilen uzun saatler, karmaşık nöroşirürji vakaları, akademik araştırmalar ve değerli hocalarının rehberliği sayesinde mesleki vizyonu önemli ölçüde şekillendi. 2013 yılında uzmanlık eğitimini tamamlayarak “Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı” unvanını aldı. Bu dönem, yalnızca mesleki yetkinliğin kazanıldığı bir süreç değil, aynı zamanda sürekli öğrenme ve gelişime açık bir yaklaşımın da benimsendiği önemli bir dönüm noktası oldu. Cerrahi alandaki duruşu netleşirken, mesleki derinliğini artırma kararlılığı da bu evrede pekişti.
2009 yılında St. Louis Üniversitesi’nde katıldığı fiber diseksiyon eğitimi, Dr. Ümit Eroğlu’nun beyin cerrahisindeki teknik becerilerini önemli ölçüde geliştirdi. Bu eğitim, beyindeki sinir yollarının mikroskop altında titizlikle açığa çıkarılmasını ve haritalanmasını içeren oldukça özellikli bir çalışmaydı. Özellikle beyin cerrahisinde, hareket ve konuşma gibi kritik işlevleri kontrol eden bölgelerin korunması açısından bu teknik büyük önem taşıyordu. Eroğlu, bu eğitim sayesinde, cerrahi müdahalelerde sinir liflerine zarar vermeden maksimum güvenlikle çalışma becerisini kazandı.
2010’da yurt dışında katıldığı Transkranial Doppler (TCD) eğitimi, onun damarsal nöroloji alanındaki tecrübesini derinleştirdi. TCD, beyin damarlarındaki kan akımını ultrasonla ölçen, hasta için risksiz bir yöntemdi. Anevrizma takibinde ve ameliyat sonrası oluşabilecek damar spazmlarının erken tespitinde oldukça etkiliydi. Bu eğitim, Eroğlu’nun klinik pratiğinde daha güvenli tanı ve takip protokolleri uygulamasına olanak sağladı.
2011’de İsviçre, Zürih’te dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil ile çalışma fırsatı buldu. Bu süreç, onun mikrovasküler cerrahi alanındaki yetkinliğini bir üst seviyeye taşıdı. Yaşargil’in mentorluğunda, tıkanmış veya hasarlı beyin damarlarını bypass yöntemleriyle onarma tekniklerini öğrendi. Bu deneyim, mesleki kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu.
2019’da ABD, Indianapolis’te Dr. Aaron Cohen-Gadol ile minimal invaziv kafa tabanı ve vasküler cerrahi üzerine eğitim aldı. Bu program, modern beyin cerrahisinin en ileri tekniklerini kapsıyordu. Kafatasının en hassas bölgelerine, en küçük kesilerle ulaşmayı sağlayan endoskopik ve nöronavigasyon destekli yöntemler, hastaların iyileşme sürecini hızlandırıyordu. Eroğlu, bu teknikleri kendi cerrahi pratiğine başarıyla uyarlayarak hasta sonuçlarını iyileştirdi.
2014 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak göreve başladı. Bu görev kapsamında, üniversitenin uygulama hastanesi olan İbn-i Sina Hastanesi’nde klinik ve akademik faaliyetlerini sürdürmeye başladı. İbn-i Sina Hastanesi’nde görev aldığı ilk günden itibaren, hem karmaşık beyin cerrahisi vakalarında aktif rol aldı hem de öğrenci ve asistan hekim eğitiminde sorumluluk üstlendi. Özellikle robotik cerrahi alanında yaptığı öncü çalışmalarla dikkat çekti. Robot destekli beyin ameliyatlarında elde edilen uluslararası düzeyde ilklerle, hem hastane bünyesinde hem de nöroşirürji camiasında önemli bir akademik etki oluşturdu. Bu süreç, meslek yaşamında sadece cerrahi becerilerin değil, aynı zamanda bilimsel üretkenliğin ve yenilikçiliğin de ön planda olduğu bir döneme işaret etti. İbn-i Sina’daki görev süresi boyunca hem hastalarına hem de tıp bilimine katkı sunmaya devam etti.